Melatonin Nedir?
İnsanda uyku-uyanıklık, vücut sıcaklığı, hormon düzeyleri ve bir takım bilişsel işlevler günlük (sirkadiyen) ritim ile değişim göstermektedir. Sirkadiyen ritimde ilerleme, gecikme veya bozulmalar çeşitli hastalıklar ve duygudurum bozuklukları ile yakın ilişkilidir. Ana görevi gece-gündüz döngüleri ile uyku-uyanıklık döngülerini düzenlemek yani vücudun biyolojik saatini koruyup sirkadiyen ritmini ayarlamak olan melatonin, vücudun birçok biyolojik ve fizyolojik süreçlerinde yer alır. Hücrelerin yenilenmesi, bağışıklık siteminin güçlenmesi, uyku ritminin ve vücut ısısının düzenlenmesi önemli görevleri arasındadır.
Yaşla birlikte salınımının azaldığı bildirilen ve kuvvetli antioksidan etkisinden antidepresan etkisine kadar birçok tıp disiplinini ilgilendiren melatonin hormonu, duygudurum üzerindeki etkileriyle de ilgi çekmektedir. Beyinde yaygın biçimde üretilen serotonin molekülü, beynin hemen altında bulunan epifiz (pineal) bezinde melatonine dönüşerek salgılanır. Melatonin hormonunun yaklaşık olarak %85’i epifiz bezinden salgılanırken geriye kalan %15’si mide, bağırsak, kemik iliği, retina, deri ve akyuvar hücreleri tarafından salınır. Ünlü Fransız düşünür René Descartes de pineal (epifiz) bezi zaten “ruhun tahtı” olarak tanımlamıştır.
Karanlık ortamlar vücudun daha fazla melatonin üretmesine neden olur ve bu da vücudun uykuya hazırlanması için işaret verir. Aydınlık ve ışıklı ortamlarda ise melatonin üretimi azaldığından vücut uyanık olmaya hazırlanır. Aslında kişinin uyku alışkanlığına bağlı olarak kandaki melatonin düzeyi değişkenlik gösterebilir. Akşam havanın kararmasını takiben 21.00 ile 22.00 saatleri arasında salınımı artmaya başlayan melatonin, 02.00 ile 04.00 saatleri arasında en üst seviyeye ulaşarak zirve yapar. 05.00 ile 07.00 saatleri arasında tekrar azalır ve bazal seviyeye iner. Ancak melatonin salınımındaki bu sirkadiyen ritm yaşla birlikte düzensiz hale gelir. Yaşlanmanın yanı sıra hastalıklar, beslenme, gece parlak ışık, ilaçlar, yaşam tarzı ve pineal bezde kalsifikasyon oluşumu da melatonin üretimini etkiler. Gece vardiyaları, jet-lag hali, gece kullanılan cep telefonları ve bilgisayarlar ile LED/floresan ışıklar melatonin üretimini bozarlar.
Melatonin Ne İşe Yarar ?
Melatonin bilinen en güçlü antioksidandır. Son yapılan çalışmalar ile değeri daha da fark edilen melatoninin, uyku ritminin düzenlenmesinin ve uyku süresinden bağımsız olarak kalitesini artırmasının yanı sıra bağışıklık sisteminin güçlenmesi, vücut ısısının ayarlanması ve hücre hasarının onarılarak yenilenmesi gibi biyolojik ve fizyolojik süreçlerde önemli işlevleri olduğu anlaşılmıştır. Antidepresan etkisi de belirgin olan melatonin, fizyolojik ve psikolojik sağlık için olmazsa olmazlardandır.
Vücut biyoritminin düzenlenmesinde önemli etkiye sahip olan melatonin, aynı zamanda göz sağlığı için de son derece önemlidir. Stres faktörünün bağışıklık sistemi üzerindeki etkisini azaltır. Özellikle meme ve kolon kanseri gibi farklı kanser türlerine karşı koruyucu etki sağlar. Nitrik oksit salgısını artırarak kalp damar sistemi üzerinde koruyucu rol üstlenir. Serbest radikallere bağlı hücre hasarını azaltarak ve immüniteyi (bağışıklığı) güçlendirerek yaşlanmaya karşı rol oynar.
Melatonin Eksiliği Belirtileri Nelerdir ?
Yaşlanmakla gece yarısı melatonin düzeyi azalır. Azalmaya bağlı gelişen melatonin eksikliğinin yaşlanmayı hızlandırdığı düşünülmektedir. Bu nedenle gece melatonin salgılanması gereken saatlerde televizyon izlemek, cep telefonu ile vakit geçirmek, ışığa ve özellikle mavi ışığa maruz kalmak insomnia (uykusuzluk) gibi pek çok uyku bozukluklarına yol açabilir, uyku kalitesini bozar ve vücudun hastalıklara karşı direncini düşürür. Melatonin eksikliği aynı zamanda yorgunluk, hâlsizlik, çarpıntı, huzursuzluk, kaygı bozukluğu, depresyon, depresif duygu durum, cinsel isteksizlik ve işlev bozuklukları gibi pek çok belirtiye de neden olabilir.
Melatonin Düzeyi Nasıl Artırılır?
Sigara ve alkol tüketiminin tamamen bırakılması, kahve tüketiminin sınırlandırılması ve stresten uzak durulması, gece yarısından önce olacak şekilde uyku düzeninin sağlanması melatonin seviyesini artırmaya yönelik öneriler şeklinde sayılabilir. Ayrıca gece yatakta telefon ile vakit geçirmemek, gece lambası kullanmamak ve odayı tamamen ışıktan izole etmek melatonin üretimini destekler. Süt, kefir, yoğurt, portakal, çilek, üzüm, zeytinyağı, ceviz, erik, fındık, nar, kivi ve muz gibi çeşitli gıdalarla da alınabilmektedir.
Hangi Melatonin Takviyesini Alalım?
Eğer siz de uyku problemi çekiyorsanız, uykunuzun kaliteli olmadığını düşünüyorsanız, yeterince dinlenmemiş olarak uyanıyorsanız, yorgunluk, hâlsizlik, depresif duygudurum şikayetlerinden yakınıyorsanız deneyimli bir uzman bir hekime başvurma zamanınız gelmiş de geçiyor demektir. Hekiminiz uygun gördüğü takdirde melatonin takviyesi alabilirsiniz.
Melatoninin hap, sprey ya da dilaltı formlarından yatmadan 30-60 dakika önce alınmak suretiyle yararlanılabilir. Uyku sorunları için ortalama 1-3 mg melatonin takviyesi yeterli olacaktır. Bu dozun asla 6 mg’ı geçmemesi gerekiyor. Özel amaçlarla 5-10 mg ya da daha fazla melatonin kullanımına yalnızca o konunun uzmanı bir doktor karar verebilir. Ancak melatoninin, antidepresanlar, kan sulandırıcılar ve tansiyon ilaçları ile etkileşime girerek bu ilaçların etkinliğini düşürebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Gereğinden fazla melatonin alımı bulantı, kusma, baş ağrısı, baş dönmesi ve uyku hali yapabilir. Bu nedenle her ilaçta olduğu gibi melatonin takviyesi öncesinde de size uygun doz ve ürün için hekiminizin görüşünün alınması oldukça önemlidir.