Umut Bizi Harekete Geçiren Güçtür!!!
Hayat zamanın hızla geçip gittiğinin farkına bile varamadığımız bir yolculuk aslında; umudumuz ve beklentilerimizle şekillenen, mücadelelerle geçen bir süreç … Hayatın olağan akışı içinde bazen zorluklar, belirsizlikler, başarısızlıklar, yenilgiler üst üste gelebilir ve bazen hayal kırıklıkları moralimizi bozabilir, neşemizi kaçırabilir, gücümüzü çalabilir. Bazen geleceğe dair umutlarımız azalabilir. Çıkış yolu bulmakta zorlandığımız anlarda olayları farklı bir bakış açısıyla değerlendirmek ve duygularımızı yönetebilmeyi başarmak yani umudumuzu canlı tutmak, hem umutsuzluğun bedenimizde ve ruhumuzda yaratacağı sinsi zararı önler, hem de yaşam doyumunu artıran en güçlü faktörlerden biri olarak psikolojik iyi oluş halimizi etkiler.
Bilimsel araştırmalar umudun sadece yalın bir duygu olmadığını aynı zamanda bireyin psikolojik dayanıklılığını arttıran önemli bir bilişsel süreç de olduğunu ortaya koymaktadır. Umutlu insanların hedeflerine ulaşmakta daha başarılı olduğu, özsaygılarının daha gelişmiş olduğu, kaygı düzeylerinin daha düşük, psikolojik sağlamlıklarının daha iyi olduğu görülmektedir. Bu açıdan değerlendirildiğinde umut; hedefe ulaşmak için bizi motive eden , amaca ulaşmanın yollarını aramamızı ve planlama yapmamızı sağlayan, bizi canlı tutan, geleceğimizi şekillendiren aktif bir çabadır. Yani umut bizi harekete geçiren güçtür !!
Pozitif psikolojinin önemli kavramlarından biri olarak ruh ve beden sağlığımızı güçlendirir, hayatlarımıza olumlu anlamlar, canlılık ve dinamiklik katar. Umut başarılı sonuçlar almayı iyimser bir şekilde pasif olarak beklemek değildir tabi ki, umut emek vermektir, bilinçli bir şekilde çabalamaktır, süreci akıllıca değerlendirmek ve çözümün parçası olmaktır. Umut teorisi üzerinde çalışan Snyder’a göre ; kişi odaklanmış düşüncelere sahip olup, hedefleri için stratejiler geliştirip onlara ulaşmak için çaba gösterip motive olursa umut duygusunu geliştirme şansını artırır ve böylece daha başarılı olabilir.
Umutlu olmayı öğrenmek genellikle yetiştiğimiz ortam, ebeveyn modellerimiz ve onların yaklaşım ve bakış açılarıyla ,sosyal destek sistemlerimizin güçlü olmasıyla, sağlık durumumuzla, iş, evlilik, okul, sosyal yaşamda başarılı olmamızla ilgilidir. Çok şükür ki insanlarda umut düzeyi profesyonel destekle ve terapi yöntemleri ile arttırılabilir.
Umudumuzu güçlendirmek ve motivasyonumuzu artırmak için :
Net ve ulaşılabilir gerçekçi hedefler koymak;
Alternatif çözüm yolları geliştirmek; lüzum halinde farklı stratejiler üretebilmek
Umutlu bireylerle vakit geçirmek ve umudun bulaşıcı gücünden faydalanmak;
Çevremizdeki olumlu insanlarla etkileşimde olmak;
Geçmiş başarılarımızı hatırlamak, gelecekte de başarılı olabileceğimize dair inancımızı pekiştirmek ;
Küçük adımlarımızın önemini fark etmek ve kutlamak;
faydalı olacaktır .
Acılardan, hüzünlerden, kederlerden geçerken, içimiz sızlarken, en çok ihtiyacımız olan şey umut etmekten vazgeçmeden, hayata yeniden tutunmanın yollarını bulmak değil midir sizce de?
Tıpkı Atatürk’ün dediği gibi “Umutsuz durumlar yoktur , umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim”
Umudumuz daim olsun, yolumuz aydınlık olsun canlarım.